Toplumun Vida ve Somunla İmtihanı: Hırdavatta KDV Ne Kadar?
Bir sosyolog olarak, bazen en sıradan görünen konuların toplumun derin yapılarını yansıttığını fark ediyorum. Geçenlerde bir hırdavat dükkânına girdim. Elimdeki liste basitti: bir tornavida, birkaç vida, biraz boya bandı. Ancak tezgâhtarın ağzından çıkan “KDV dâhil 274 lira” cümlesi, beni sadece cebimdeki parayı değil, toplumsal yapılarımızı da sorgulamaya itti. Hırdavatta KDV oranı, devletin ekonomik politikalarından çok daha fazlasını anlatıyor; toplumsal cinsiyet rollerini, sınıf farklarını ve kültürel alışkanlıkları da açığa çıkarıyor.
Vergi Sadece Ekonomi Değil, Toplumsal Bir Dil
KDV (Katma Değer Vergisi) bir mali yükümlülük olmanın ötesinde, devlet ile vatandaş arasındaki görünmez sözleşmenin bir sembolüdür. Türkiye’de hırdavat ürünlerinde genel olarak %20 KDV uygulanır. Ancak bu rakamın ötesinde, verginin toplumsal algısı önemlidir. Hırdavat, geleneksel olarak “erkek işi” olarak kodlanan bir alandır. Tornavida, matkap, çekiç gibi araçlar; erkekliğin, üretkenliğin ve “tamir edebilme” gücünün sembolüne dönüşmüştür. Dolayısıyla hırdavattaki KDV, sadece ekonomik bir oran değil, aynı zamanda erkekliğin kültürel bedelidir.
Bu noktada ilginç olan, aynı toplumda bir makyaj malzemesinin ya da mutfak eşyasının KDV’sinin tartışma konusu olmamasıdır. Çünkü bu alanlar “kadın işi” olarak kabul edilir. Vergi sistemindeki nötr görünen oranlar bile aslında toplumsal cinsiyet rollerini yeniden üretir. Hırdavatçıya giren erkek, ödeme yaparken “üretim”in bedelini; kozmetik reyonuna giren kadın ise “bakım”ın bedelini öder.
Erkekler Yapısal, Kadınlar İlişkisel: Toplumsal Roller ve Hırdavat Kültürü
Toplumda erkeklerin daha çok “yapısal işlevlere”, kadınların ise “ilişkisel bağlara” yöneldiği gözlemlenir. Erkek, bozulmuş bir musluğu tamir ederek “evi kurtarır”; kadın, o musluğun tamirinden sonra çay demleyip komşuya “geçmiş olsun” der. Bu iki davranış biçimi, sadece bireysel tercihler değil, kültürel kodların ürünüdür.
Hırdavat ürünleri, yapısal işlevlerin simgesidir: bir şeyleri onarmak, düzeltmek, inşa etmek. Bu süreç, erkekliğin toplumsal tanımında önemli bir yer tutar. Kadınlar ise genellikle ilişkisel alanlarda –yani duygusal, iletişimsel ve sosyal bağları sürdürme alanlarında– daha aktif olurlar. Bir evde çekiç sesi duyuluyorsa, orada bir erkek “iş yapıyordur”; ama o evin düzeninin sürmesi için gereken duygusal dengeyi koruyan genellikle kadındır.
Bu açıdan bakıldığında, hırdavat ürünlerinin vergilendirilmesi bile sembolik bir anlam taşır: Toplum, yapısal emeği maddi değer üzerinden ölçerken, ilişkisel emeği görünmez kılar. Hırdavattaki %20 KDV, bir tornavida kadar sert, bir bakım emeği kadar sessizdir.
Kültürel Pratiklerde Hırdavatın Yeri
Hırdavatçı dükkânları, Türkiye’nin mahalle kültüründe önemli bir yere sahiptir. Genellikle küçük, dar ve yoğun metal kokulu bu dükkânlar; bir erkek sosyalleşme alanıdır. Burada konuşulan konular “nasıl yapılır” odaklıdır. Yani ilişkisel değil, işlevseldir. Kadınlar bu mekânlarda çoğu zaman görünmezdir, hatta bazen “Ne işiniz var burada?” bakışıyla karşılanabilirler.
Oysa modern toplumsal dönüşüm, bu sınırları giderek silikleştiriyor. Kadınlar artık kendi evlerinde küçük tamirler yapıyor, matkap kullanıyor, duvar boyuyor. Erkekler ise mutfakta zaman geçiriyor, yemek yapıyor, hatta örgü örüyor. Hırdavatın KDV oranı değişmese de, hırdavatın kimliği dönüşüyor.
Ekonomik Gerçeklikten Sosyolojik Sorgulamaya
Hırdavatta KDV oranı %20 olarak belirlenmiştir. Bu oran, bir ampul patladığında, bir raf düştüğünde ya da bir kapı menteşesi kırıldığında, aslında gündelik hayatın içindeki küçük krizlerin ekonomik maliyetini belirler. Ancak bu maliyetin sosyolojik yansıması daha derindir. Hırdavat, sadece “tamir malzemesi” değil, toplumsal cinsiyetin, üretim kültürünün ve emek anlayışının aynasıdır.
Bir tornavida satın almak, bir anlamda “yapabilirim” deme biçimidir. Kadın ya da erkek fark etmez, bu küçük eylem, bireyin toplumsal rollerine meydan okuma biçimine dönüşebilir.
Toplumsal Deneyimlerinizi Paylaşın
Siz hiç hırdavatçıya girdiğinizde farklı hissettiniz mi? Bir kadının elinde matkap gördüğünüzde, ya da bir erkeğin boya fırçasıyla duvar süslediğine tanık olduğunuzda ne düşündünüz? Belki de KDV oranından çok, bu anların değeri konuşulmalı. Gelin, birlikte düşünelim: Toplumun “vida”sı nerede gevşedi, “somun”u kim sıkıyor?