Annemizi Bir Şeye Nasıl Ikna Ederiz? Kayseri’de Bir Günün Hikayesi
Kayseri’de bir kış günüydü, hava biraz soğuktu ama benim içim ısınmıştı. Yine anneme bir şey anlatmaya çalışıyordum, yine karşılaştığım duvar. Annemi ikna etmek öyle kolay olmuyordu, ama bu sefer farklıydı. Bir şeyler içimde kıpır kıpır olmuştu, bu sefer belki, belki onu ikna edebilirim. Gerçekten her şeyimle inanıyordum buna, ama ya başarısız olursam? O düşünce birdenbire kafamda yankılanırken, yine o eski duygularımı hatırladım: hayal kırıklığı, umut, ve biraz da korku.
İlk Adım: Cesaret ve Hayal Kırıklığı
Annemle oturduğum sofrada, gözlerim o kadar dikkatle ona bakıyordu ki, sanki her hareketi bir anlam taşıyordu. Annem her zaman çok güçlü, çok kararlı bir kadındı. Ne zaman bir şey söylemeye çalışsam, genellikle ses tonumun bile ona yetmediğini hissederdim. Ama bu sefer farklıydı. İçimde bir şey vardı, cesaretim vardı, belki de yaşadıklarım bana bir güç vermişti. Çünkü hayalini kurduğum şey gerçekten çok önemliydi.
“Anne,” dedim, sesim titriyordu. “Bir süreliğine İstanbul’a gitmek istiyorum. Birkaç günlüğüne, birkaç fırsat var ve bu iş benim için çok önemli.”
Annemin gözleri hemen değişti, yüzü asıldı. Kayseri’nin huzurlu sokaklarında yaşadığımız hayat, o kadar güvenli ve tanıdıktı ki, İstanbul gibi bir yere gitmek annem için tam anlamıyla bir kaygıydı. Çünkü o, hep beni korumak istemişti, ama benim amacım sadece büyümek, kendi yolumu bulmaktı. Bir zamanlar o yol bana da korkutucu gelmişti, ama şimdi o yolu yürümek istiyordum.
“Olmaz, orada ne işin var?” dedi annem, yine her zamanki gibi endişeyle. Bu söz beni biraz duraksattı. Hayal kırıklığı o kadar güçlüydü ki, sanki her şeyi kaybetmiş gibiydim. Ama bir şey vardı, içimde bir ışık yanıyordu. Annemi ikna etmenin tek yolu onun kaygılarını anlamak ve ona güven vermekti.
İkinci Adım: Sabır ve Güven
O an içimdeki kırıklıkla baş başa kalıp düşünmeye başladım. Annemi ikna etmek, sadece ona bir şeyler anlatmak değildi. Onun da bir annelik içgüdüsü vardı, bu kadar sevgiyle birini büyütmek, tabii ki insanı kaygılandırır. Ama, belki de ben ona güvenimi gösterebilirdim.
“Anne,” dedim, bu kez daha sakin ve kararlı bir şekilde, “Ben her şeyin farkındayım. Ama ben bu şansı değerlendirmek istiyorum. Güven bana, her şey yolunda gidecek. Bunu yapmam lazım.”
Annem bir süre sessiz kaldı. O sessizlik o kadar ağırdı ki, her saniye bana yıllar gibi geldi. Kayseri’nin o sakin havası bile bir anda yerini gergin bir havaya bırakmıştı. Ama sonra annemin gözleri yumuşadı, hafifçe bir gülümsedi. “Sana güveniyorum,” dedi, ama içinde hala bir kaygı vardı, bunu hissedebiliyordum.
O an, bir yanda içimdeki umut büyürken, diğer yanda kaygılarım da silinip gitmişti. Çünkü annemi ikna etmek, aslında onun bana güvenmesini sağlamak demekti. Annemi bir şeye nasıl ikna ederiz sorusunun cevabı belki de bu kadar basitti: Güven.
Üçüncü Adım: Sonunda Birlikte Başarmak
İstanbul’a gitmek için o günlerin sayısını tek tek sayıyordum. Annemle geçirdiğimiz o sohbetin ardından, bir adım daha atabilmiştim. İstanbul’a gitmek için ondan onay almak benim için çok önemliydi, ama bu sadece onunla olan ilişkimi güçlendirmek anlamına da geliyordu. Annemi bir şeye ikna etmek, onun bana olan sevgisini ve güvenini artırmıştı. O an, gerçekten hayatımda hiç bu kadar güçlü hissetmemiştim.
Bir hafta sonra, annemle birlikte sofra kurarken, bana bakıp gülümsedi. “Senin için doğru olduğuna inanıyorsan, gitmek senin için en iyisi olacak. Yalnız olma, dikkat et. Ama seni hep bekleyeceğim.”
İstanbul’a gitmek, sadece bir yolculuk değil, annemle olan bağımın da yeniden şekillendiği bir dönüm noktasıydı. Onu ikna etmek, sadece bir amacın peşinden gitmek değil, aynı zamanda büyümek, ona güven vermekti. Bazen, bir şeye ikna etmek, sadece sözlerle değil, kalpten kalbe bir bağ kurarak mümkün oluyordu.
Sonuç: Annemizi Bir Şeye Nasıl Ikna Ederiz?
Sonunda ne mi oldu? İstanbul’a gittim, her şey yolunda gitti, hatta daha da büyüdüm. Ama her şey, o an annemin bana güvenmesiyle başlamıştı. Bazen annemizi bir şeye ikna etmek, onlara “güveniyorum” demek kadar basit olabilir. Onları anlayarak, sabırla ve güvenle yaklaşmak, belki de en etkili yol. Çünkü anneler, her zaman bizim için en iyisini isterler. Yeter ki onlara güveni ve sevgiyi gösterebilmek için cesaretimiz olsun.
O kış günü, Kayseri’de annemle konuşurken içimde hissettiğim hayal kırıklığı, sonunda içimde bir umut ışığına dönüştü. Annemi ikna etmek sadece bir hedefe ulaşmak değil, aynı zamanda sevgi ve güvenle büyümekti. Bu yolculuğu sadece kendim için değil, annemle birlikte büyümek için de yapmak istedim.