1930 Yılında 1 Dolar Kaç TL? Tarihin Ekonomik Damarlarında Bilimsel Bir Yolculuk Tarih, yalnızca geçmişin hikâyelerini anlatmaz; aynı zamanda bugünü anlamamız ve geleceği şekillendirmemiz için bize rehberlik eder. Özellikle ekonomi tarihi, bir ülkenin nereden nereye geldiğini anlamak için en önemli bilimsel alanlardan biridir. Bu yazıda, “1930 yılında 1 dolar kaç TL idi?” sorusuna sadece kuru bir bilgi olarak değil, o dönemin ekonomik, politik ve toplumsal bağlamını göz önünde bulundurarak yanıt arayacağız. Gelin, bilimsel verilerle desteklenen ama herkesin anlayabileceği bir dille tarihin para değerleri üzerinden yürüyüşüne çıkalım. 1930’un Ekonomik Atmosferi: Büyük Buhran’ın Gölgesinde Dünya 1930 yılı, dünya ekonomisi için sarsıcı bir…
Yorum BırakGünlük Fikirler Yazılar
Özel Harp Dairesi Başkanı Kimdir? Stratejinin Kralları ve Empatinin Kraliçeleri Haydi bakalım! Bugün masamızda öyle bir konu var ki, kahve içerken bile ciddi yüz ifadesi takınmak zorunda hissedebilirsiniz. Ama merak etmeyin, ben konuyu öyle bir anlatacağım ki, hem gülecek hem de “vay be, aslında ne ilginçmiş” diyeceksiniz. — Giriş: Masanın Diğer Tarafında Kim Var? Özel Harp Dairesi Başkanı deyince kulağa James Bond’un masa başındaki patronu ya da “Gizli Görevler Bakanı” gibi bir şey geliyor değil mi? Ama işin aslı, bu tür görevler hem çok ciddi hem de bolca strateji, sabır ve tabii ki kahve tüketimi gerektiriyor. Bir yandan da insan…
Yorum Bırak“Yeşil Peri Gecesi” Kaç Kitap? Geleceğin Edebiyat Evrenine Vizyoner Bir Bakış Samimi Bir Başlangıç: Geleceğe Dair Meraklı Bir Davet Bazı kitaplar vardır ki sadece bir hikâye anlatmaz; bir dönemin ruhunu taşır, geleceğin edebiyat yolculuğuna da ışık tutar. Ayfer Tunç’un çok konuşulan eseri Yeşil Peri Gecesi de tam olarak böyle bir roman. Bugün “kaç kitaplık bir seri?” sorusu etrafında şekillenen bu tartışma, aslında yalnızca sayısal bir merak değil; edebiyatın gelecekte nasıl evrileceğine, hikâyelerin nasıl genişleyip yeni anlamlar kazanacağına dair güçlü bir beyin fırtınasının da kapısını aralıyor. Gelin birlikte, bu eser etrafında doğan evrenin olası geleceğine dair düşünelim. Belki bir romanla başlayan…
Yorum BırakToplumun Vida ve Somunla İmtihanı: Hırdavatta KDV Ne Kadar? Bir sosyolog olarak, bazen en sıradan görünen konuların toplumun derin yapılarını yansıttığını fark ediyorum. Geçenlerde bir hırdavat dükkânına girdim. Elimdeki liste basitti: bir tornavida, birkaç vida, biraz boya bandı. Ancak tezgâhtarın ağzından çıkan “KDV dâhil 274 lira” cümlesi, beni sadece cebimdeki parayı değil, toplumsal yapılarımızı da sorgulamaya itti. Hırdavatta KDV oranı, devletin ekonomik politikalarından çok daha fazlasını anlatıyor; toplumsal cinsiyet rollerini, sınıf farklarını ve kültürel alışkanlıkları da açığa çıkarıyor. Vergi Sadece Ekonomi Değil, Toplumsal Bir Dil KDV (Katma Değer Vergisi) bir mali yükümlülük olmanın ötesinde, devlet ile vatandaş arasındaki görünmez sözleşmenin…
Yorum BırakHelalleşme İmkanı Olmayan Kul Hakkı Nasıl Ödenir? Felsefi Bir Başlangıç: Suçluluk ve Varlık Arasındaki İnce Çizgi Bir filozofun gözünden bakıldığında, “kul hakkı” yalnızca ahlaki bir mesele değil, aynı zamanda varoluşsal bir sorundur. Çünkü insan, yaptığı eylemlerin yankısı içinde var olur; her davranış bir iz bırakır, her iz bir sorumluluk doğurur. Fakat bu sorumluluğun muhatabı artık yoksa, yani helalleşme imkânı ortadan kalkmışsa, o zaman adaletin terazisi nerede kurulur? Bu sorunun cevabı, etik, epistemoloji ve ontoloji üçgeninde şekillenir. Etik Perspektif: Adaletin Gölgesinde Vicdanın Yankısı Etik açıdan “kul hakkı” bireyin vicdanıyla toplumun ahlaki düzeni arasında bir köprüdür. Helalleşme mümkün değilse, vicdanın kendi içinde…
Yorum BırakHabip Kimdir? Edebiyatın Derinliklerinde Bir Karakterin İzinde Edebiyatın gücü, kelimelerle şekillenen dünyalarda var olma biçimidir. Bir yazar, her kelimeyle insan ruhunun en derin köşelerine dokunur ve bir hikaye, zamana meydan okur. Anlatıların dönüştürücü etkisi, sadece okur üzerinde değil, aynı zamanda anlatılan dünyada da hissedilir. Karakterler, birer araçtan daha fazlasıdır; onlar, insanın içsel çatışmalarını, toplumun yansımasını ve bazen de zamanın eleştirisini taşırlar. Bu yazıda, “Habip kimdir?” sorusunun peşinden giderken, kelimelerin ve anlatıların bizlere ne tür farklı bakış açıları sunduğunu keşfedeceğiz. Habip: Kimliği ve Temsil Ettikleri Edebiyat, bazen bir karakterin kimliğini bir arayışa dönüştürür. Habip, bu tür bir karakter olarak karşımıza çıkar.…
Yorum Bırak“Pazarlamacı olmak için hangi bölüm okunmalı?” sorusunu ilk duyduğumda, kahvemi neredeyse monitörün üstüne püskürtecektim. Çünkü dürüst olalım: Pazarlamacı olmak için bazen bölüm değil, sabır, kahve stoğu ve bolca kriz anında sırıtarak “Harika fikir!” diyebilme yeteneği gerekiyor. Ama gelin, konuyu ciddiye alalım — ya da en azından yeterince ciddiye alıp gülerek konuşalım. Çünkü pazarlama dünyası tam bir karma: biraz sanat, biraz bilim, biraz strateji, biraz da içsel drama. Yani “hangi bölüm?” sorusu, “Pizza mı makarna mı?” kadar kişisel ve tartışmalı bir mesele aslında. Pazarlamacı Olmak İçin Hangi Bölüm? (Resmî Cevap: İşletme. Gerçek Cevap: Hayat Okulu) Evet, klasik cevapla başlayalım: Pazarlama, işletme…
Yorum BırakMavi Kod Ne Demek? Kahramanlık Mitinin Ötesinde, Sistemsel Bir Aynaya Bakmak Mavi kodu hepimiz “hayat kurtaran anın adı” diye öğrendik. Ama dürüst olalım: Mavi kod yalnızca bir düğmeye basmak değil; bir sağlık sisteminin reflekslerini, adalet duygusunu ve kriz anında kimin sesinin duyulduğunu açığa çıkaran bir stres testi. Bu yazı tartışma yaratmak için: Mavi kod ne demek, sadece bir acil durum sinyali mi, yoksa ihmalin, alarm yorgunluğunun ve eşitsizliklerin üstünü örten bir perde mi? Mavi kodu kutsallaştırmak kolay; zor olan, neden bu kadar sık mavi koda ihtiyaç duyduğumuzu sorgulamak. Mavi Kod Ne Demek? Kısa Tanım, Uzun Gölge Mavi kod, hastane içinde…
Yorum BırakGünlük Ağacı Türkiye’de Nerede Yetişir? Bir Edebiyatçının Bakışıyla Sözcüklerin Gölgesinde Kelimeler bazen ağaç gibidir; kökleri derinde, dalları uzaklara uzanır. Bir edebiyatçının kalemiyle toprağa düşen her kelime, zamanla kokusunu, rengini, hatta gölgesini değiştirir. Günlük ağacı da böyledir: hem somut bir bitki, hem de edebi bir metafor. Reçinesinden çıkan koku kadar yoğun bir hikâyeyi taşır içinde; yüzyıllardır hem mitolojinin hem de Türk edebiyatının sembollerinden biri olmuştur. Fakat önce şu sorudan başlayalım: Günlük ağacı Türkiye’de nerede yetişir? Bu sorunun yanıtı yalnızca coğrafi değil, aynı zamanda kültürel bir yolculuğun da başlangıcıdır. Coğrafyanın Dili: Günlük Ağacının Anavatanı Günlük ağacı (Liquidambar orientalis), Türkiye’nin güneybatısında; özellikle Muğla,…
Yorum BırakKapalı Yargılamaya Kimler Girebilir? Adaletin Sınırlarını Cinsiyet ve Toplumsal Dinamiklerle Düşünmek Toplum olarak adalete dair en temel beklentilerimizden biri “şeffaflık”tır. Peki ya adaletin bazı anlarında kapılar kapandığında, yani “kapalı yargılama” söz konusu olduğunda işler nasıl değişir? Kimlerin o salona girmesine izin verilir, kimlerin dışarıda kalması gerekir ve bu sınırlama toplumsal adalet açısından ne ifade eder? Bu yazıda, meselenin yalnızca hukuki boyutuyla değil, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve empati açısından da derinlerine inmeye davet ediyorum sizi. Çünkü bazen adalet, sadece yasaların çizdiği sınırlarla değil, toplumun vicdanıyla da şekillenir. Kapalı Yargılama Nedir? Kapalı yargılama, bir davanın duruşmalarının kamuya açık olarak yapılmaması, yalnızca belirli…
Yorum Bırak