İçeriğe geç

Pazarlamacı olmak için hangi bölüm ?

“Pazarlamacı olmak için hangi bölüm okunmalı?” sorusunu ilk duyduğumda, kahvemi neredeyse monitörün üstüne püskürtecektim. Çünkü dürüst olalım: Pazarlamacı olmak için bazen bölüm değil, sabır, kahve stoğu ve bolca kriz anında sırıtarak “Harika fikir!” diyebilme yeteneği gerekiyor.

Ama gelin, konuyu ciddiye alalım — ya da en azından yeterince ciddiye alıp gülerek konuşalım. Çünkü pazarlama dünyası tam bir karma: biraz sanat, biraz bilim, biraz strateji, biraz da içsel drama. Yani “hangi bölüm?” sorusu, “Pizza mı makarna mı?” kadar kişisel ve tartışmalı bir mesele aslında.

Pazarlamacı Olmak İçin Hangi Bölüm? (Resmî Cevap: İşletme. Gerçek Cevap: Hayat Okulu)

Evet, klasik cevapla başlayalım: Pazarlama, işletme fakültelerinin bir alt dalıdır. Yani “Pazarlama Yönetimi”, “Uluslararası İşletme”, “İletişim”, “Reklamcılık” ya da “Halkla İlişkiler” gibi bölümler genellikle ilk akla gelir.

Ama işin gerçeği şu: Her bölümden insan pazarlamacı olabilir. Çünkü pazarlama, bir bölümden çok bir “bakış açısı” meselesidir.

Matematik okuyan biri veri analitiğinde harikalar yaratabilir. Psikoloji mezunu, tüketici davranışlarını X-ray cihazı gibi okuyabilir. Grafik tasarımcı, markanın duygusal yüzünü çizebilir. Edebiyatçı? O zaten slogan yazar, duyguları satar.

Yani özetle, pazarlamacı olmak için bölüm değil, insanı çözme ve dünyayı anlamlandırma isteği gerekir.

Erkekler, Kadınlar ve Bir Pazarlama Kampanyasının Anatomisi

Erkek pazarlamacılar genelde şöyle başlar:

“Önce hedef kitleyi segmente edip ROI’yi optimize edelim.”

Kadın pazarlamacılar ise:

“İyi de bu kampanya, izleyenlerin kalbine dokunacak mı?”

Sonuç?

Erkekler Google Ads paneline girer, kadınlar markanın duygusal tonunu tartışır, sonra ikisi bir araya gelir ve bir mucize olur: satış grafiği yükselirken insanlar markayı sevmeye başlar.

Pazarlamanın sırrı budur işte: Analitik akılla duygusal sezgiyi dans ettirmek.

Erkekler o dansın ritmini kurar, kadınlar melodiyi getirir. Birlikte müzik başlar.

Ve bu yüzden, pazarlamacı olmak için sadece “hangi bölüm?” değil, hangi zihin yapısında olduğun önemlidir. Hesap kitap mı seviyorsun? Veriyle oynayacaksın. İnsan hikâyelerine mi düşkünsün? Markaya ruh katacaksın.

“Pazarlama mı, Pazarlamacılık mı?” – Bölümün Kendisinden Daha Karmaşık Soru

Birçoğumuz “pazarlama” kelimesini duyunca hâlâ mahalle arasındaki manav amcayı hatırlıyoruz: “Abla sana bu domatesi zararına veriyorum, ama yeter ki başka yerden alma.”

İşte saf pazarlama budur: ihtiyaç, iletişim ve duygusal bağ.

Üniversite bölümleri bu duygusal bağı kitaplaştırır, stratejilere döker. Ama pazarlamacı dediğin, o satır aralarındaki mizahı görür.

Kampanya sunumunda “Kitle segmentasyonu” diyen pazarlamacı ile “İnsanlar bunu paylaşır mı?” diyen pazarlamacı aynı kişidir aslında — sadece biri PowerPoint açmıştır, diğeri Instagram’ı.

Pazarlama Dünyasının Mezuniyet Diploması: Deneyim

Gerçek dünyada pazarlama, diploma değil, “deneyimle yoğrulmuş sabır” işidir.

— Üniversitede “tüketici davranışı” dersi görürsün, ama gerçek tüketiciyi ancak reklam bütçesi tükenince tanırsın.

— “Marka sadakati” dersi ezberlersin, ama markanı bir kriz gecesi Twitter’da linç edilirken savunduğunda gerçekten öğrenirsin.

— “4P kuralı” (Product, Price, Place, Promotion) dersini geçersin ama beşinci P olan “Panik”le sahada tanışırsın.

O yüzden, hangi bölüm olursa olsun, pazarlamacı olmak istiyorsan çok gülmeyi, biraz ağlamayı, sürekli denemeyi ve asla aynı hatayı sadece bir kez yapmamayı öğrenmen gerekir.

Pazarlama Dünyasına Adım Atacaklara: Küçük Bir Rehber

1. İşletme/İktisat: Strateji kasını güçlendirir.

2. İletişim/Reklamcılık: Hikâye anlatıcılığı kazandırır.

3. Psikoloji: İnsan davranışının arka planını öğretir.

4. Mühendislik: Veriye aşık olmayı sağlar.

5. Sosyoloji/Edebiyat: İnsanı okumayı öğretir.

Ama en önemlisi: hangi bölüm olursa olsun, “merak” duygunu canlı tut. Çünkü pazarlama, merakın profesyonel formudur.

Son Söz: Bölüm Değil, Bakış Açıları Satış Yapar

Bir pazarlamacı adayı olarak “hangi bölüm?” diye soruyorsan, aslında şunu soruyorsun: “Ben hangi taraftan insanı anlamak istiyorum?”

Veriden mi, duygudan mı, tasarımdan mı, hikâyeden mi?

Pazarlama bu cevapların hepsini ister.

Kahkaha da ister, kahve de.

Erkeklerin stratejik planları kadar kadınların duygusal sezgilerine de ihtiyaç duyar.

Yani bölüm seçimini kafana takma — önemli olan, insanı çözmeye niyetin.

Peki sen hangi taraftasın?

Sayılara mı aşıksın, hikâyelere mi?

Yorumlara yaz: Belki birlikte yeni bir kampanyanın ilk satırını yazarız!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap